INTRODUCTION: To prevent complications during major surgery, it is important to monitor blood and fluid treatment. The pleth variability index (PVI) allows non-invasive assessment of fluid management. It is based on respiratory changes in arterial pulse pressure. To evaluate intraoperative fluid management in major surgery, the present study compared classical parameters and central venous pressure (CVP) monitoring with PVI changes in response to fluid loading
METHODS: In the Group C, fluid replacement was carried out with crystalloid solutions using the 4-2-1 rule and by calculating fasting, maintenance, and insensible losses. In the PVI group, 250 mL of crystalloid solution was administered in 5 minutes to patients with a PVI greater than 14%, patients with a PVI less than 14% were administered a fluid infusion with an initial dose of 4 mL kg-1 h-1.
RESULTS: The amount of intraoperative fluid replacement was 3522±1098.1 mL in the Group C and 1914±542.86 mL in the Group PVI (p<0.05). The amount of intraoperative red blood cell transfusion was 0.42±0.57 unit in the Group C and 0.08±0.27 unit in the Group PVI (p<0.05). There were no significant differences between the groups in terms of postoperative red blood cell transfusion (p>0.05) or intraoperative hemoglobin levels (p>0.05).
DISCUSSION AND CONCLUSION: PVI assessment is more valuable than CVP monitoring because it is non-invasive and thus provides better cardiac stabilization with less fluid replacement. It can also provide more accurate results when evaluating intravascular volume status.
GİRİŞ ve AMAÇ: Majör cerrahilerde komplikasyonları önlemek için, kan ve sıvı tedavisini izlemek önemlidir. “Pleth variability index” (PVI) sıvı tedavisinin invaziv olmayan ölçümüne olanak sağlayan, temeli arteriyel nabız basıncındaki solunumsal değişikliklere dayanan bir yöntemdir. Çalışmamızda; majör cerrahide intraoperatif sıvı yönetiminin, klasik hesaplama yöntemi ve CVP ile takibinin, sıvı yüklemesine verilen PVI değişikliklerine göre yönetimin karşılaştırılması amaçlanmıştır
YÖNTEM ve GEREÇLER: Hastalar randomize olarak 2 eşit gruba (n=50) ayrıldı. Grup C’de sıvı gereksinimi açlık, idame ve insensibl kayıp 4-2-1 kuralına göre hesaplanarak kristalloid ile karşılandı. Grup PVI’da PVI değeri 14’ün üstünde olan hastalara 250 mL kristalloid 5 dk’da gidecek şekilde verildi. PVI değeri 14’ün altında olan hastalara 4 mL kg -1sa -1 sıvı infüzyonu açıldı.
BULGULAR: Grupların intraoperatif sıvı yönetimlerinin karşılaştırmasında; Grup C’de intraoperatif verilen sıvı miktarı 3522±1098.1 ml ve Grup PVI’da intraoperatif verilen sıvı miktarı 1914±542.86 ml(p<0.05). Grup CVP’de intraoperatif verilen eritrosit süspansiyonu 0.42±0.57 ünite ve Grup PVI’da intraoperatif verilen eritrosit süspansiyonu 0.08±0.27 ünitedir (p<0.05). Gruplar arasında postoperatif eritrosit süspansiyonu transfüzyonu miktarı ve intraoperatif hemoglobin düzeyleri arasında anlamlı fark yoktur(p>0.05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak; PVI yöntemi ile sıvı takibinin CVP izlemi ile takibe göre noninvaziv olması, daha az sıvı ile daha iyi kardiyak stabilizasyon sağlanabilmesi ve hastanın intravasküler volümünü değerlendirmede daha doğru sonuçlar verebilmesi nedeniyle değerli bir yöntem olduğu düşünüldü.